KAYNAĞIMIZ: KİTAP SÜNNET İCMA VE KIYAS'TIR

Araştırmanın Önemi

www.ehlisunnetyolu.net
Araştırmanın Önemi

ARAŞTIRMA VE SORGULAMANIN DİNİMİZDEKİ ve DÜNYADAKİ ÖNEMİ…

YAZAR: Celal Yağmur

Araştırmanın ve sorgulamanın dinimizdeki yeri çok gerekli ve önemli bir eylemdir.Bunu yapmadan dinimizin vermek istediği mesajları tam manası ile kavrayamayız.Hatta bu sorgulama işini dünyevi hayatımızda dahi uygulamamız gerekmektedir.Mesela; Siyasette,Ekonomide,
Ticarette, Hukukta, vb.Konularda her zaman araştırma ve sorgulama yapmalıyız.Bunu hem Ahiret hayatımız için hemde Dünya hayatımız için yapmalıyız.! Araştırmadan Sorgulamadan gerçekleri göremeyiz ve bulamayız.Bugün gerek babanız,gerek yöneticiniz,gerek patronunuz,gerek şeyhleriniz,gerek cemaat liderleriniz kısacası her kim olursa olsun,onların söyledikleri her sözü araştırınız.!

Bu araştırma onlara itaatsızlık değildir.! Bu araştırma onlara güvensizik değildir.! Bu araştırma ve sorgulama onları tastik içindir esasen.Çünki her insan yanılabilir,her insan hata yapabilir.! Sizlerse bu araştırmalar ile doğruları ortaya çıkarmış oluyorsunuz.Yani aynı zamanda hem kendinizi hemde onları hata yapmakdan koruyorsunuz.! Bu sebeplerden dolayıdırki,etrafınızda olan bazı art ve kötü niyetli insanların mayasınıda ortaya çıkarmış olacaksınız.İşte tüm bu unsurların farkına varabilmek için her zaman araştırmacı olacaksınız,sorgulayacaksınız.! Körü körüne kimseye inanmayacaksınız.! Adam çıkmış bana diyorki.? Yav benim Şeyhim mubarektir yalan konuşmaz.! Diğeride benim cemaat liderim çok müslüman bir adam o ne derse doğrudur,ben bunun söylediklerini nasıl sorgulayayım.! Gibi,körü körüne inanan ve hayatlarını mahf eden insanlar var çevremizde.!

Bende o insanlara diyorumki.? Be cahil kardeşim benim.! Ben sana onlara itaatsizlik yap demiyorum.! Onlara saygısızlık yap demiyorum.! Ben sana onlarında bir insan olduğunu hata ve yanlış yapabileceklerini hatırlatarak,veya gerçekten kötü neyetli birileri olabilir maksadı ile araştırma yapmanı,sorgulama yapmanı istiyorum.! Bunları neden söylüyorum biliyormusunuz kardeşlerim.?

Şöyle bir islam tarihine osmanlı tarihine vede ülkemizin tarihine bir bakınız.? Ne entrikalar döndü,ne cahillikler yapıldı,ne kanlar akıtıldı,ne müslümanlar parçalandı,ne devletler yıkıldı,ne bölgeler dağıtıldı,ne namuslar kirletildi,ve aklıma gelmeyen nice zulümler yapıldı tarihimizde.!

Peki tüm bunların sebepleri ve nedenleri neydi.? Bütün bu olanların sebebi,CEHALET ve BİLGİSİZLİKTEN’di.! Hangi HALİFE,hangi KRAL,hangi PADİŞAH,hangi BAŞKAN,hangi VALİ,hangi LİDER,hangi ŞEYH,hangi ALİM,hangi CEMAAT,hangi TARİKAT vs..vs..Ne söylerse,ne emrederse araştırmadan,sorgulamadan doğrulugunu düşünmeden hemen itaat etmekden tüm bu zulümler yaşandı.!

Evet dinimiz Ulul Emre itaat ediniz buyuruyor.! Lakin burdaki itaatı bizler onlara kul köle olmakla karıştırdık malesev.! Dinimiz aynı zamanda araştırmayı,ilim öğrenmeyi,sorgulamayıda emretmektedir.! Bu Ulul Emre itaat kuralını malesev geçmişteki kötü niyetli insanların bazıları siyasi rant haline getirmişlerdi.! Tıpkı günümüz siyasetcileri gibi.! Tekrar söylüyorum.? Araştırmak ve sorgulamak itaatkarsızlık değildir.! Körü körüne cahilce kimsenin sözlerine aldanmayınız.! Biraz araştırın,sorgulayın akledin düşünün tefekkür edin,bu kadar zormu bunları yapmak.?

Bugün bir insan çıkıyor Ayet veya Hadis örneği veriyor.Onu dinleyenler ise,bu Ayetin bu Hadisin gerçekde ne anlatmak istediğini bilmeden araştırmadan o insanın dediğinle amel etmeye başlıyorlar.! Yahu Allah sana aklı niçin vermiş.! Sen aklını kullanacağına,aklını ve ruhunu o peşinden gittiğin liderine teslim etmişsin.! O nederse doğrudur diyorsun.! Körü körüne ona tabi oluyorsun.! O insanın kötü niyetli olabileceğini hiç tahmin edemiyormusun.? Onun asıl derdi islam ve insanlık değilde,fitne veya fesat olacağını düşünemiyormusun.? Bu insan göklerdenmi geldi.! Hatasız ve günahsızmı.? Amacı makam mevki ve dünya malı olamazmı.? Hiçmi bunlar aklınıza gelmiyor.?

İşte tüm bu sebeplerden dolayı,herzaman araştırınız,sorgulayınız.! Bakınız geçmişteki Allah dostu olan Alimlerin Evliyaların inceliklerine ve araştırmalarına.? Nakledilen bir hadisin sahih olup olmadığını veya ne masaj vermek istediğini öğrenmek için şehirlerden şehirlere deve sırtında,at sırtında günlerce veya aylarca yolculuk yaparak doğruluğunu anlamak için araştırmalar yapmışlardır.! Bir hadis için Hadisi rivayet eden ravi’nin hayatını yaşantısını kimin soyundan olduğunu,bu işin ehlimidir değilmidir gibi sıkı sıkıya araştırarak yazdıkları kitaplarına eklemişlerdir.!

Sende kalkıyorsun hadis sahihmi uydurmamı bakmadan o hadis ile hemen amel ediyorsun.! Hiç araştırma inceleme yok hazıra konmak varken.! Tabi her hadis’dede şüphelenmek doğru değildir.! Sahihliğini ıspatlamış hadisler meşhurdur zaten.Mesela uydurma bir hadis örneği verelim şimdi;

Örneğin ırkçılık taassubu ile hareket edenler şöyle bir hadis uydurmuşlar:

“Şüphesiz Allah gazaplandığında vahyi Arapça olarak indirir. Memnun ve hoşnut kaldığında ise vahyi Farsça olarak indirir.’

İşte bu uydurmaya karşı bazı cahil Araplar da şöyle bir uydurma ile karşılık vermişlerdir:

‘Kuşkusuz Allah, öfkelenince vahyi Farsça olarak indirir, memnun kalınca da Arapça olarak vahyi indirir.’

İşte bu örneklerde olduğu gibi aynı şekilde ülkeler, zamanlar, kabilelerin faziletlerine ilişkin olarak bir hayli hadis uydurulmuştur. İslam alimleri bütün bunları tek tek ele almışlar gereken cevapları vermişler, sahih olanı ve olmayanı ortaya koymuşlardır.

Gördüğünüz gibi,bu ve buna benzer yüzlerce hadis vardır.! İşte bu sebepten diyorumki,araştırınız,sorgulayınız körü körüne her şeye inanmayınız.!

Zaten ilahi hükmün ilk emride “OKU” değilmiydi.? İlim öğrenmenin farz olduğunu Peygamberimiz buyurmuyormu.? Sevgili Peygamberimizin, “İlim öğrenmek kadın-erkek her Müslümana farzdır” Dediğini duymadıkmı.? (İbn Mace, Mukaddime, 17)

Diğer bir hadisinde de Peygamberimiz, ilim öğrenme ve onu başkalarına öğretme işinin, kişiye nasıl üstünlük kazandırdığını şöyle vurgulamaktadır: “Ancak iki kişiye gıpta edilir: Onlardan biri, Allah’ın kendisine mal verdiği ve hak yolunda o malı harcamasına imkân tanınan kişi, diğeri de Allah’ın kendisine hikmet verdiği ve onunla hüküm veren ve onu başkalarına öğreten kişidir.” (Buhârî, İlim, 15)

Buraya kadar bahsettiğimiz her şey ilim öğrenmenin ve araştırmanın bir insana kazandıracakları güzel ve faideli işler olduğunu gördük.

Unutmayınız.! İyi ve Allah rızasını arzulayan insanlar olduğu gibi,Kötü niyetli ve islama fitne sokmak isteyen insanlarda olabilir.! Bu sebepten bizler her kim ne demiş ise onu araştırmadan doğruyu bulmadan inanmayalım kardeşlerim.! Ben dahi bir makale yazıyorsam ve islami bir konu paylaşıyorsam,bana dahi hemen inanmayın.! Araştırın sorgulayın beni.! Ben kimim,niyetim nedir,dostmuyum düşmanmıyım iyi analiz ediniz.! Mesela bendeniz,bir kelimenin esasen ne mesaj vermek isyediğini anlamak için onlarca kitap okumuş ve araştırma yapmışımdır.! Örneğin; “LA İLAHE İLLALLAH” Bu cümle aslında tam olarak ne mesaj vermektedir.? Acaba sadece; “ALLAH’DAN BAŞKA İLAH YOKTUR” mu demek istiyor.? Tabiki sadece bunu demek istemiyor.? Sadece başındaki “LA” kelimesi ( YOK,HAYIR) ile cilt cilt kitaplar yazılıp basılmıştır.!

Bunun için bazı Ayetler ve hadislerin gerçekte ne demek istediğini anlamak için araştırmamız gerekmektedir.!

Mesela günümüzde belkide en çok müslümanlar tarafından kullanılan şu ayet.!

“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”

Bu ayeti malesev bazı müslümanlar hep yanlış anladı ve yorumladılar.! Hatta bu ayeti günümüz Siyaseti ile Yöneticileri ile kıyas yaparak onlara isnatmış gibi gördüler.! Gelin bu ayetin tam olarak ne mesaj vermek istediğini kısaca anlatalım.

İslam’ın sosyal hayata bakan yönlerini yanlış değerlendiren bazı kişiler, o yüce dinin bir kısım hüküm ve meselelerine sathi olarak baktıklarından hataya düşmekten kendilerini alamıyorlar. Açmış oldukları bu yanlış çığıra başkalarını da sürüklediklerinden hata genişliyor, neticede zihinlerin karışmasına sebep oluyorlar. İşte bu meselelerden birisi de

“Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”(l)

mealindeki ayet-i kerimeden çıkarılan hükümdür. Bu ayetin mealinden hareket edenler, İlahi hükümleri tatbik etmeyen kişilerin “kâfir” olduklarını, dolayısıyla bunların Müslüman sayılmayacağını söylemektedirler.

Gariptir ki, bu ayet-i kerime İslam’ın ilk yıllarında da tartışmaya konu teşkil etmiş, Hariciye ve İbadiye gibi sapık mezhepler, günah işleyen Müslümanları küfürle itham etmişlerdir. Hatta Hariciler bu ayete dayanarak “Hakem Hadisesinden” dolayı Hz. Ali’yi tekfir etme cüretini bile göstermişlerdir. Halbuki ümmetin cumhuru, imam ve müçtehidleri, onların bu iddialarını çürütmüş ve bir Müslümanın günah işlemesiyle kâfir olmayacağını açıklamışlardır.(2)

Bu ayetin tefsirinde “Camiu’l-Beyan” isimli 30 ciltlik tefsirin müellifi İmam Cerir et-Taberi, ayette geçen “küfr”ün İslam’dan çıkma manasında değil, Allah’ın nimetini inkâr, yani nankörlük manasında” olduğunu ve bid’at ehli olan İbadiye grubunun bu ayeti, yönetimi elinde bulunduranların küfrüne delil gösterdiklerini izah eder ve ibni Abbas’tan (r.a.) şöyle bir rivayette bulunur:

“Kasden inkâr ederek Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyen kimseler kâfirlerdir. (Allah’ın hükümlerini) Kabul ettiği hâlde onunla hükmetmezse zalim veya fasık olur.”

Nitekim, hemen bundan sonraki ayetlerde Allah’ın hükmüyle hükmetmeyenlerin zalim ve fasıklar olduğuna dikkat çekilmektedir. Aynı rivayeti İbni Abbas’tan (r.a.) İmam Nesefi de nakletmektedir. İmam Fahrüddin Razi de 32 ciltlik “Tefsir-i Kebir” isimli eserinde bu ayetin tefsirini yapmakta, Haricilerin bu husustaki görüşlerinin yanlış olduğuna işaret ederek şöyle demektedir:

“Bir kimse Allah’ın hükümleriyle hükmetmezse dahi, kalbiyle o hükümlerin doğruluğuna inanırsa kâfir olmaz. Zira küfür, hak olan hükümleri kalbiyle inkâr ve lisanıyla reddetmektir . Fasık, kalbiyle tasdik ettiği için mü’mindir. İmanla beraber Allah’ın hükümlerinin aksi ile hüküm vermek diğer günahlar kabilindendir. En doğru olan görüş budur.” (3)

Kadı Beyzavi ise Allah’ın hükümlerini inkâr edip onlara hakaret edenlerin kâfir olacaklarını açıklamaktadır.(4) İbni Kesir, bu ayetin Yahudiler hakkında nazil olduğunu ifade ederken,(5) Osmanlı devletinin şeyhülislamlarından olan Ebu’s-Suud Efendi, ayette geçen hükmetmemeyi inkâr manasında almakta ve “Allah’ın hükümlerini hakir ve basit görerek inkâr eden kimse, kim olursa olsun dinden çıkar.” demektedir.(6) Diğer çağdaş müfessirler de ayette geçen “hükmetmeyenler” ifadesinin, “inkâr edenler,” yani “tasdik etmeyenler” manasına geldiğini söylemektedirler.

Konyalı Vehbi Efendi: “Eğer ayetten maksat bu olmasa Kur’an’ın hilafında bir şey irtikap edenlerin (işleyenlerin) kâfir olmaları lazım gelirdi. Halbuki, hak olduğuna imanla beraber hilafını irtikap küfür değildir ve olamaz.” der. “Çünkü, bilumum günahlar Kur’an’ın hilafıdır. Günahtan hali (hiç günahı olmayan) bir fert tasavvur olunamaz. Eğer her günahı irtikap eden kâfir olsa, alemde mü’min bulunmamak gerektir.”(7)

Vehbi Efendi, Ebu’s-Suud Efendiye ve Fethul Beyan’a atıfta bulunarak, “Allah’ın inzal ettiği ahkamla [Allah’ın indirdiği hükümlerle] hükmetmemek” hususunda, “istihfaf veya istihlal veya inkâr tarıklariyle (bu hükümleri küçük görmek yahut helal saymak veya inkâr etmek suretiyle) hilafında hükmün (İlahi hükümlerin aksine hüküm vermenin) küfür olduğunu, ancak bu ahkamın (Allah’ın indirdiği hükümlerin) hak olduğunu tasdik ve ikrarla beraber hilafında hükmün küfür olmadığını” belirtir.(

8)

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, ayetteki “hükmetmeme”nin, “Onun hakimiyetini tanımamak” durumunda küfre gireceğine işaret eder.(9) Ömer Nasuhi Bilmen de şu izahı getirir:

“Bir kimse hükm-ü İlahiyi kalben kabul etmez, onu bile bile lisanen inkâr ederse o takdirde kâfir olur. Fakat onu kalben tasdik ettiği hâlde terk eylerse kâfir olmaz, günahkâr olur.”(10)

Bilmen, büyük İslam alimi İkrime’den de şu iktibası yapar:

“Her kim Allah Teala’nın hükmettiği ile, onu bilerek inkâr ettiği hâlde hükmetmezse kâfir olur. Fakat her kim onu ikrar ettiği hâlde onunla hükmetmezse, o fasıktır, zalimdir, yoksa kâfir değildir.” (11)

Görüldüğü gibi, bütün müfessirler ayetin tefsirinde görüş birliği içindedir. Hepsi, bir kimse Allah’ın hükümlerini inkâr etmediği, onlara hakarette bulunmadığı müddetçe kâfir olmayacağı görüşündedir. Nitekim, Bediüzzaman da Münazarat isimli eserinde, bazı kimselerin Kanun-u Esasiyi ve hürriyetin ilanından dolayı idarecileri tekfir ettiklerini belirtmekte ve onların “Allah’ın hükmüyle hükmetmeyenler” ifadesinin “Allah’ın hükmünü tasdik etmeyenler” manasında olduğunu bilmediklerini beyan etmektedir.(12)

O hâlde, mü’min olarak Ehl-i Sünnet ve Cemaat görüşüne sımsıkı sarılmamız, bid’at ehline iltifat etmememiz gerekir. Büyük imam ve müçtehidlerin tefsir ve izahlarına dikkat edip onlardan istifade etmemiz şarttır. Her hususta olduğu gibi, tekfir meselesinde de bu imamların görüşlerini esas almalıyız. İmam Suyuti’nin “Tekfire yeltenmek, kendini beğenen cahil kişilerin işidir.” ikazını da unutmamalıyız.(13)

İşte anlaşıldığı gibi,demekki hiç bir şey görüldüğü gibi değilmiş.! Her ayetin ve hadisin aslında vermek istedikleri mesajlar okuduğumuz gibi değilmiş.! İşte kötü niyetli islam düşmanları cahil müslümanları böyle topluma ve islama mal olmuş bilindik ayetlerle ve hadislerle kandırmaktadırlar.!

Bakınız islam tarihimizdeki yaşanan cahilliklere.! Hz.Osman Hz.Ali,Hz.Hasan,Hz.Hüseyin ve onlardan sonraki islam halifelerini nasılda şehid ettiler.! Ve bunları şehid eden insanlarda müslümanlardı.! Bu cinayetleri işlerken O mubarekleri önce KAFİR ilan edip,Allah’ın indirdikleri ile hükmetmediklerini savunup öldürmüşlerdir.! Ve bunları yaparkende yukarıdaki O meşhur HÜKÜM ayetini hatırlatarak yapmışlardır.!

İşte tıpkı günümüz bazı müslümanların,mesela islam alemindeki liderleri KAFİR ilan ettikleri gibi.! Bu insanlar tağud dahi olsalar,günahkar dahi olsalar kalplerinde zerre kadar iman varsa onlara kafir diyemeyiz.! Bunlar fasık olabilir,günahkar olabilir,ama kafir deyip tekfir edemeyiz.! Bir insana kafir diyebilmemiz için,onun kafirliğinin ispat edilmesi gerekmektedir.! Kafir Allah’ı yok sayan O’na inanmayan,O’na ortaklar koşanlara denir.! Kafirler Cehennemde ebedi kalacaklardır.! Kalbinde zerreden daha küçük bir imanı olanlar ise günahı kadar ceza görüp,sonrasında Cennete geçecektir…Kalbinde imanı olan günahkarda olsa fasıkta olsa birine kafir demek,söyleyen kişiyi büyük günaha sokacaktır.! Şüphesiz bu soruda kastedilenler, Allah dışında ibadet edilen taş, ağaç ve benzeri cansız varlıklar değildir. Bazı kişiler, tagutu tekfir meselesini sulandırmak ve saptırmak için bu meseleyi ortaya attılar. Burada kastedilenler, Allah-u Teala dışında ibadet edilen insan ve cin şeytanlardır. Burda Tağududa kısaca açıklayalım; Her kim, ibadetlerden herhangi birisinin Allah’tan başka kendisine de yapılmasına rıza gösterirse o kafirdir, küfür ve sapıklıkta en ileri gitmiş biridir. Bu kimsenin tekfir edilmesi ve reddedilmesi gerekir. Onun küfründe şüphe eden veya duraklayan ancak, hem gözü hem de basireti körelmiş, onun gibi kafir olan bir kimsedir.

Kitap ve sünnette tagut zikredildiği zaman tagutun küfrü de açıkça bildirilir. Bu göstermektedir ki, tagut kelimesi küfrü açık olan kimseler hakkında kullanılır.

Fakat bu kelime bazen lügat manasıyla yani; “haddini aşan” manasıyla kullanılmış ve haddini aşan belli şahıslara da tagut ismi verilmiştir. Şüphesiz her haddini aşan zalim, kafir olmaz.Bu sebeple selefi salihin alimleri bazen bu kelimeyi, zamanlarındaki bazı kimseler hakkında lügat manasında kullanmışlardır.

Beni Umeyye zalimleri ve Abbasiler dönenimde Haccac ve benzeri yöneticileri hakkında, zulüm konusunda hadlerini aşmış görerek onlara tagut ismini vermişler, fakat onları tekfir etme konusunda duraklamışlardır…Her tağud kafir değildir.? Eğer adam derseki,mesela bir ülke yöneticisi şöyle derse; Allah’ın değilde benim hükmüm geçerlidir kardeşim.! Bunu söyleyen kişinin kalbinde iman yoksa ki imanlı kişi bunu söylemez,işte bu kafir olur.! Ama yine farklı biride hükmün Allah’a ait olduğunu bildiği halde,tağudi sistem ile hükmediyorsa bu insan kafir değil fasık olur.! Bu sebepten bilip bilmeden kimseye kafir demeyiniz kardeşlerim…Peki gerekçeleri neydi bu sapıkların.? İşte O yukarıdaki HÜKÜM ayetini örnek göstererek.! Tıpkı Hz.Ali’ye ve diğer halifelere gösterdikleri gibi.! Bu sapmış mezhepler günümüze kadar uzamıştırmalesev,Hariciler,Şialar,Kartemiler,
Batiniler,İsmailiyeciler vs vs..!
Tüm bu sapmışların soyu gerek ülkemizde gerekse diğer islam ülkelerinde fitnelerini sürdürmektedirler.!

Size 90′ lı yıllarda yaşanan gerçek bir olayı anlatayım.Bildiğiniz gibi,o yıllar müslümanlara zulüm edilmenin zirveye çıktığı yıllardı.! Aynı zamanda bu boşluğu fırsat bilen kötü niyetli cemaatlerde zuhur etmişti.! Bunlardan biride İLİM CEMAATİ denen kendi cemaatinden başka herkesi Kafir ilan eden bir cemaatti.! Bunlar aynı zamanda,devletin içindeki islam düşmanı karanlık kişiler ile birlikte çalışıyorlardı.! Yani derin devlet dediğimiz kişiler.! Bunların amacı insanlara ve topluma islamın bir terör dini olduğuna inandırıp islamdan uzak kalmalarını sağlamaktı.! İşte bu sebepten İlim cemaatine destek vererek bu derin devlet,bir çok cinayetler işlemiştir.! Hemde müslüman memurları,işçileri iş adamarını öldürerek.!

Benim 20 yıllık müslüman bir dostumun bana anlattıklarını söylüyorum,olay aynen şöyle gerçekleşmiştir; Ben bir gün sanayideki dükkanımda otururken yanıma çok az tanıdığım bir genç geldi.Ve bana dediki abi sizin cemaatte biri konusunca hepsi hemen kabulmu ediyorlar.? Bende ona dedimki hayır bizde herkes kendi fikrini söylemekten özgürdür.Kimse kimsenin her dediğine eyvallah diyemez dedim.! Bunun üzerine bana dediki.? Bizim İlim cemaatinde liderimiz ne derse hepimiz boyun bükmek zorundayız.! Herkes onun hükmüne ve fetvasına uymak zorundadır,dedi.? Ve sonrada kalkıp gitti.Aradan iki veya üç gün geçmiştiki,ben haber izliyordum,yine işlenen cinayetler ve müslüanların terör örgütleri olduğunu ispatlamaya çalışan klasik din düşmanı medya yaklaşımları filan.! Hep aynı haberler,dünyanın bütün derdi bitmiş sanki bir tek dert müslümanlarmış gibi haberler.! Tam o sırada canlı yayına bağlanarak,müslüman bir memur cinayetinden bahsedildi.! Cinayetide işleyen kimdi biliyormusunuz.? Ben görüne ŞOK oldum.! Hani o yanıma gelen genç yokmu,işte o işlemiş cinayeti.! Ona spiker soruyor,neden öldürdünüz bu insanı diye.? O da bu adamın kafir olduğunu söylediler bana,bende öldürdüm dedi…!!!?

???

Bakarmısınız şu olaya Allah aşkına.! Cemaat lideri ona şu kafirdir git öldür diyor,oda hiç sorgulamadan,araştırmadan gidip o müslümanı şehid ediyor kafir diye.! İşte bahsetmek istediğim olay bu.! Araştırın,sorgulayın körü körüne kimsenin peşinden gitmeyin.! Dost kim düşman kim iyi belleyin.!

Ve geldik 2020’ye sanki hiç bir şey değişmemiş gibi,Cemaat liderlerinin sözlerini,Şeyhlerinin sözlerini,Parti liderlerinin sözlerini (haşa) ilahi bir söz gibi anlayıp peşlerinden giden akılsız ve cahil insanlar var zamanımızda.! Araştırma yok,sorgulama yok,itiraz etme yok aynı bir koyun sürüsü gibi kim bir avuç ot uzatırsa onun peşinden gidiyorlar.!

Burdan tüm cemaat,tarikat ve Şeyhlere tabi olan müslüman kardeşlerime sesleniyorum.! Ben sizlere liderlerinizi şeyhlerinizi dinlemeyin demiyorum.! Onlara saygısızlık ukalalık yapın demiyorum.! Ben sizlere,onlara Allah’a kul olduğunuz gibi kulluk yapmayın diyorum.! Her fetvalarınada evet o demişse doğrudur demeyin.! Yeri geldiğinde itiraz edin usulen.! Yeri geldiğinde araştırma yapın usülünce.! Yeri geldiğinde sorgulayınız fetvalarını.! Bu davranışlarınız sizi itaatkarsızlık durumuna düşürmez,bilakis Şeyhleriniz ve liderleriniz tarafından sizlere olumlu bakılır,araştırmacı davranmanızdan dolayı.!

Aslında yazılacak,çizilecek öyle çok husus varki,hepsinden bahsedemiyorum şu kısa yazımda.! Bu sebepden bu mevzumuzu burda sonlandırmak istiyorum…Bu vesile ile herkese Selam ederim Allah’ın rahmeti ve bereketi tüm mü’minlerin üzerine olsun diyorum…HOŞÇAKALIN

Kaynaklar:

1. Maide Sûresi, 44.
2. et-Tefsirû’l-Kebir
3. et-Tefsirü’l-Kebir, 12:6
4. Tefsir-i Beydavi, 2:295
5. İbni Kesir, 2:61.
6. Tefsir-i Ebu’s-Suûd, 3:42.
7. Hülasatü’l-Beyan,3:1231.
8. a g. e.
9. Hak Dini Kur’an Dili, 3:1690.
10. Kur’an-ı Kerimin Türkçe MeaH Alisi ve Tefsiri, 2:772.
11. a. g. e.
12. Münazarat, s. 69.
13. İ’cazü’l-Kur’an, 3:5/7.

YAZAR: Celal Yağmur

www.ehlisunnetyolu.net
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ