Sebeiyye Kimlerdir
Bunlar, Abdullah İbn-i Sebe’ye tâbi olanlardır.
İbn-i Sebe’ Hiyreli bir Yahudi idi. Kendisini müslüman olarak gösteriyordu. Annesi siyah bir cariye olduğu için İbn-i Sebe’ye «Siyah kadının oğlu» anlamına gelen «îbnüssevda» da denilirdi. Bu kişinin Hz. Osman (R.A.) ve valileri alyhinde aşırı propaganda yapanlardan bir olduğuna işaret etmiştik.
İbn-i Sebe’, bozuk düşüncelerini ve fitne zehirini müslümanlar arasında peyderpey yayıyordu. Görüşlerine esas olarak Ali İbn-i Ebî Talib’i almıştı. îbn-i Sebe’, Tevratta her peygamberin bir vekili olduğunu gördüğünü, Hz. Ali’nin de Hz. Muhammed’in vekili olduğunu, Hz. Muhammed, peygamberlerin en üstünü olduğu gibi Hz. Ali’nin de vekillerin en üstünü olduğunu ve Hz. Muhammed’in tekrar dünyaya döneceğini insanlar arasında yaymaya başlamıştı.
îbn-i Sebe’ bu hususta şöyle der: «Mesih İsa’nın döneceğini söyleyipte Muhammed’in döneceğini söylemeyene hayret ederim.» İbn-i Sebe’ bu görüşünden daha da ileri giderek, Hz. Ali’nin «Allah» olduğuna hükmetti. Bu sözler kendisine ulaşınca Hz. Ali onu öldürmek ‘ istedi. Fakat Abdullah ibn-i Abbas buna mâni oldu ve Hz. Ali’ye şöyle dedi: «Eğer onu öldürürsen, arkadaşların seninle ihtilafa düşerler. Halbuki sen Şamlılarla tekrar savaş etme karanndasm.». Bunun üzerine Hz. Ali îbn-i Sebe’yi Medain’e sürgün etti.
Hz. Ali (R.Â.) şehit edilince İbn-i Sebe’ insanların Hz. Ali’yi sevmelerini ve şehit oluşuna çok üzülmelerini istismar etti. Hz. Ali’nin ölümü hakkında insanları saptırmak ve onların inançlarım bozmak için karakterine uygun olarak çeşitli yalanlar yaymaya başladı, îbn-i Sebe’öldürülenin Hz. Ali olmayıp, onun şekline giren bir şeytan olduğunu, Hz. İsa’nın göğe çekildiği gibi Hz. Ali’nin de göğe çekildiğini anlatmaya başladı ve şöyle dedi: «Yahudi ve Hristiyanlar Meryemoğlu îsa’yı öldürdükleri iddialarında yalancı oldukları gibi Hariciler de Hz. Ali’yi (R.A.) öldürdükleri iddialarında yalancıdırlar.
Yahudi ve Hristiyanlar, asılmış bir kişi gördüler, onu İsa’ya benzettiler. Hz. Ali’nin öldürüldüğünü söyleyenler de böyledir. Hz. Ali’ye benzeyen bir kişinin öldürüldüğünü gördüler, onun Ali olduğunu zan-‘ nettiler. Halbuki Ali göğe çekildi. Gök gürültüsü onun sesi, şimşek çakması ise onun gülümsemesinin bir eseridir.»
Sebeîler, gök gürültüsünü işittikleri zaman şöyle derler «Esselâ-mü aleyke ya Emireî müminin» (Selâm senin üzerine olsun ey müminlerin emiri).
Ömer İbn-i Şurahbil, Abdullah İbn-i Sebe’ye şöyle söylenildiğini nakleder. «Hz. Ali öldürüldü». İbn-i Sebe’de şöyle cevap verdi. «Eğer bize bir kâse içinde onun beynini dahi getirseniz, öldüğüne inanmayız. O, gökten inip, bütün yeryüzüne hükmetmeden ölmiyecektir.»[1]
Sebeilerden bazıları şöyle derdi: «îlah, Hz. Ali ve ondan sonra gelecek olan imamlara huîül etmiştir.» Bu söz, ilâhların bazı insanlara hulul ettiğini, ilâhın ruhunun, liderden lidere intikal ettiğini iddia eden bir kısım eski dinlerin görüşüne uygundur. Nitekim eski Mısırlılar, Firavunlar hakkında bu iddiada bulunurlardı.
Sebîlerden bir zümre de ilâhın, Hz. Ali ile birleştiğini iddia etmişler ve ona «Allah işte sensin- demişlerdir. Hz. Âli (R.Â.) yukarıda da izah ettiğimiz gibi, bunları yakmak istedi.
EI-Farku Beynel Firak, Abdulkahir el-Bağdadî
KAYNAK
İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî Prof.
Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 1/45-46.